Skip to main content

Muris muvazaası genel itibariyle, miras bırakanın mirasçılardan biri veya birkaçını mirasçılık haklarından mahrum bırakmak amacıyla malvarlığını başka bir mirasçısına veya 3.kişiye devretmektedir. Muris, bu işlemle aslında karşılıksız kazandırma yoluyla devrettiği malvarlığı değerlerini tapuda satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstererek ise mal kaçırma amacı taşımaktadır.

  • Muris muvazaasında, görünüşteki sözleşme (satış sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb.) muvazaa nedeniyle geçersiz sayılarak, miras bırakanın asıl iradesini yansıtan gizli sözleşmenin (bağışlama) ise kanunen aranan kuruluş ve şekil şartlarına uygun olup olmadığı incelenecektir. Bu noktada gizli sözleşme olan bağışlama sözleşmesi ise TBK  288/2.maddesine göre kanunen aranan şekil şartlarına uygun kurulmadığı için geçersiz olacaktır.
  • Mirastan mal kaçırma olarak da adlandırılan muris muvazaası karşısında, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın mirasçılık haklarından yoksun kalan her bir mirasçının; tasarrufun iptali davası, tapu iptali ve tescili davası gibi hukuki yollara başvurarak söz konusu malvarlığı değerinin mirasa dahil edilmesini sağlaması mümkündür. Ancak mirası reddeden, mirastan feragat eden, mirastan çıkarılan mirasçıların muris muvazaasına karşı dava açma hakkı bulunmamaktadır.
  • Muris muvazaasına dayalı davalar, tüm mirasçılar tarafından (yasal mirasçılar veya atanmış mirasçılar) tarafından miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Bu bakımdan herhangi bir zamanaşımı süresi ve hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Açılacak tapu iptali ve tescili davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olmakla birlikte, yetkili Mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

Muris muvazaasında Mahkeme’ce öncelikli olarak miras bırakanın asıl/gerçek iradesi araştırılarak, mirasçıları mirastan yoksun kılma amacının bulunup bulunmadığı saptanacaktır. Bu tespit yapılırken de;

  • Murisin ve mirası bıraktığı kişinin mali durumu,
  • Aile içi sosyal ve beşeri ilişkileri,
  • Yörenin gelenekleri, toplumsal eğilim, hayatın olağan akışı,
  • Miras bırakanın işbu muvazaalı sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin bulunup bulunmaması,
  • Satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek bedel arasındaki fark vb. konular da değerlendirilerek karar verilecektir.

Davanın kabul edilmesi halinde taşınmazı devir alan kişi adına yapılan tescil iptal edilip, taşınmaz; hak sahibi olan mirasçılar adına payları oranında tescil edilmektedir. Bu davanın reddi halinde ise saklı paylı mirasçıların tenkis talepli dava haklarını da kullanabileceği belirtilmelidir.