Skip to main content

Boşanma davasının evlilik birliğinin sona ermesi dışında nafaka, tazminat ve mal rejiminin tasfiyesi gibi birtakım mali sonuçları da bulunmaktadır. Boşanma davasında bu hususlarda da karar verilebilmesi için öncelikle ilgilinin bu yönde talepte bulunması gerekmektedir. Böyle bir talep olmaksızın hâkimin resen nafakaya veya tazminata hükmetmesi mümkün değildir

TMK m.174/II uyarınca “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

  • Boşanmaya sebep olan olaylar ve evliliğin boşanma ile sona ermesi, eşlerden birinin psikolojik çöküntü yaşamasına veya toplumsal baskı gibi nedenlerle elem ve üzüntü duymasına neden olabilir. Bu gibi durumlarla kişilik hakkı zedelenen eş bu zararının tazminini kusurlu olan eşten talep edebilir.
  • Manevi tazminat talebi boşanma davası ile birlikte, boşanma davasının herhangi aşamasında ya da boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile ileri sürülebilir. Ancak boşanmadan sonra ayrı bir dava ile ileri sürülebilmesi için boşanma kararından itibaren 1 yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Öngörülen süre zamanaşımı süresidir.
  • Manevi tazminat talebinde bulunmak için kusursuz olmak ya da diğer eşe göre daha az kusurlu olmak şartı aranmamıştır. Tazminat ödemesi yapması istenen eşin kusurlu olması yeterlidir. Ancak eşlerin her ikisinin de kusurlu olması halinde kusur oranları tazminat tutarının belirlenmesinde dikkate alınır.
  • Hükmedilecek tazminat miktarı tarafların mali ve sosyal durumları, paranın alım gücü gibi unsurlar dikkate alınarak ve manevi tazminat talebi ile sınırlı olarak takdir edilecektir.
  • Manevi tazminat tutarı için, maddi tazminattan farklı olarak tek seferde ve toplu olarak ödenmesine karar verilir. Kişisel hak niteliğinde olduğundan miras gibi yollarla devredilemez.
  • Faiz talep edilmiş ise, tazminat kararı ile birlikte karar tarihinden itibaren faiz de istenebilecektir.